* erken kalkmak güzel şey. yanlış saat gibi ben de senede bir kaç defa, 10-11 gibi yatıp sabah 8-9 gibi kalkıyorum. bilenler bilir, yanlış saat de günde iki defa doğru gösterir.

the kills - dna

bu kills tam benim tarzıma göre şarkılar yapıyor ama görmezden geliyorum. sorsan konuşurum falan, alison mosshart çok tatlı hatun falan sallayabilirim ama 3-4 şarkısını biliyorum en fazla. benden daha çok ilgiyi hakediyorlar, kabul ediyorum. şarkıları başka konulara uyarlayarak anlatma özelliğim giderek gelişiyor bu arada.

tapes 'n tapes - freak out

freak out! freak out! freak out!

the nationals - think you can wait

ana karakterin fiziksel ve duygusal olarak yorulduğu bir filmin kapanış parçası olur.

toni braxton - un-break my heart

daddy why did mommy leave? o değil de bu şarkıya böyle yeni bi soluk getirse biri güzel olur sanki. say you love me agaiin. güzel şarkı lan aslında. guilty pleasure song.

the strokes - machu picchu

bu şarkının patlaması lazım artık radyo eksen.

gün geçmiyor ki geleceği parlak futbolcular keşfediyor komutan. fenerbahçeliler yavaş yavaş stoch'da benim gördüklerimi görmeye başlıyor. son iki maçın kazanılmasında büyük etkisi var. girdiği maçları çeviriyor resmen.

yeni keşfim bucaspor'da forma giyen jebrin. fenerbahçe maçında izledim ilk defa. zaten attığı bir iki pas ve dribblingle hemen dikkatimi çekti. araştırmalarım da gözlemlerimi destekliyor.

92 doğumlu ve ganalı olan jebrin daha şimdiden a milli takım formasını giymiş. ekşisözlüğe göre arsene wenger de denemiş. athletico madrid ve portsmouth devreye girmiş ama sonunda ülkesinde bi takıma kiralanmış.. bu açıdan bucaspor'u kutlamak gerek. çok yerinde bir transfer olmuş. 2 sene daha var sözleşmesinde. ben olsam uzatırdım. potansiyeli fazla ama tabi ki kendini kanıtlaması gerek.

arkadaş ne güzel film çekmişsiniz, duygusal komedi yapıp komediyi unutmamışsınız, bravo, ama bu nasıl bir pazarlamadır, bu ne kötü bir afiştir. bir erkek bu afişe bakıp, konusunu okuyup bu filmi izlemek istemez -adı aycan değilse-. torrentini bir süredir görüp, saf bir aşk filmidir diye fifilemiyordum - fiil buldum lan. bu tire koyup cümleye cümle eklemek de afili baya-, bugün ne değişti? charlie day ismini gördüm önce -its always funny in philedelphia'daki weird eleman- sözlükte de övülmüş. indirdim, izledim, beğendim. ilk 20 dakikası zaten hem duygusal hem komedi açısından muhteşemdi. sonlara doğru biraz sıradan bir hale gelip, ucuz romantik anlar barındırsa da, genel olarak tavsiye edebileceğim bir film. the boxer rebellion adlı grup da bonusu oldu filmin, ribery gibi.

belki tekrarlıyorumdur son yazdığımı. biraz yavaş.

the xx - you've got the love (florence and the machine)
cold war kids - audience of one
led zeppelin vs gramatik - stairway to hip-hop heaven
toni braxton - un-break my heart
cults - go outside
metronomy - heartbreaker (bunu yazdım bak daha önce ama çok aklıma takılıyo)
tv on the radio - staring at the sun (bascıları anısına olsun)

* bir sabah uyandığımda kendimi bir hamamböceği olarak bulsam, o kadar da üzülmezdim.

* bir sabah uyandığımda kendimi bir hamamböceği olarak bulsam, o an ne hissedeceğimi tahmin etmem mümkün değil.

* bedri baykam, o nasıl bir bıçaklanmadır. anladık şoktasın falan da biz de geçtik o yollardan. ne gerek var bu şovlara. o kadar bağırana kadar yürürdün hastaneye be. yanında biri daha bıçaklanmış bırakmışsın onu orada. ayıp ulan. gülünç duruma düşmüşsün istemeden de olsa. hastaneee!

* ben çoğu olaya toplumun genelinden çok daha az ciddi yaklaşıyorum. olabilir, ben memnumun. insanlar garipsiyor biraz, farkediyorum. olsun. benzin 5 liraya gidiyor, insanlar ölüyor vs. ciddiyete lüzum yok bence.

* "ne yazık ki aşk hayalin çocuğu, hayal kırıklığının annesidir."

* rodrigo y gabriela adlı elemanları öneririm. gitar çalıyolar.

* "ateşin icadından önce ölüp cehenneme giden mağara adamının hayreti var içimde"

* hala uyanık olmam vatikan'a biraz para versek mucize olarak değerlendirilebilir.

* benim yarına paperım var. 2 gün önceyeydi aslında. kafamda erteledim. hastaydım da biraz. kırılan puanlara değdi yani. şimdi burda saçmalıyorum onu yazmak yerine. paper olsa şu yazdığım oraya saçmalıycam. fena saçmalamaya başladım derslerde, sınavlarda. ya 30 ya 95 alıyorum. çok ilginç.

* last night diye bi film izletti aycan. bildiğin hardcore romantik filme 3 erkek gittik. bizden başka 2 çift vardı. filmde potansiyel vardı, çok beğendiğim yerler de oldu ama genel olarak temponun yavaşlığı nedeniyle vasatı geçemedi. liam neeson'ın unknown'u geliyo yarın. gidilir.

* rock n coke'a gitsek mi? one love'a alacaklar mı bizi?

* yunuslar osuruyor mu diye hiç düşündünüz mü?

* müzik, insanoğlunun meraktan intihar etmemesini sağlayan etkenlerden biri. en büyüğü değil tabi. ama payı var yani benim için. az ama var. en basitinden müzik dinlerken mutlu oluyorsun, mutlu olunca intihar etmiyosun. bi de bi aralar ölürüm bu akşam tarzı bi şarkı vardı millet dinleyip öldürüyodu kendini. o da ilginçti baya.

* "bir erkeğin hayatında, yenilgiyi kabul eder gibi yaparak zafere ulaştığı anlar vardır."

* wristcutters ne ilginç filmmiş. şarap gibi film. olmadı benzetme. tüketildikten bir süre sonra değeri anlaşılan bir şey gibi film.

* 2040'daki veletler sabah 6'da "ulen 2010'lar da ne güzel zamanlarmış yanlış zamanda doğmuşuz biz" diyecekler mi?

* gastrolog özcan usta'ya 3-4 sene sonra gelir miyiz?

* leğende yıkandınız mı lan hiç? jenerasyon ayırır bak bu. darbe görmek, paso oynamak gibi bi şey. darbe görmüş insan her türlü yaşlıdır.

* yağmur yağınca güneş, güneş açınca yağmur istiyorum.

* "bir erkeğin hayatında ses etmeyip, pes ettiği anlar vardır."

* alıntılar murat menteş'in kitaplarından. oku beğenme bikini giyerim.