gaslamp killer
* 10 mart. babylon. corman saolsun. dedesi tekirdağlıymış adamın zaten ondan kanım ısındı kızana. bütün blog gidiyoruz buna.
* bu post şarkıydı yazı oldu. twittercılar görmiycek muhaha.
* algıda seçicilik yalan. dünya sana oyunlar oynuyor. kendini suçlama.
* when there is nothing left to burn you have to set yourself on fire.
* ben yine blank generation günlerine döndüm. memnunum. çok zevkli. nerde olursan ol, çıkış gözüktükçe sorun yok.
* yatakta sevgilisinin saçlarından rahatsız olup "toka taksana" diyip, tokat yiyen erkek haftanın esprisi.
* rush hour çok iyi film değil miydi lan? şarkısı da baya iyiydi. dur. asdasd bütün sahne youtube'da 3 milyon kişi izlemiş. ben tekim sanıyodum.
* afilifilintalar okuyun.
"oradadır işte:
pas içinde, eski bir Macar yapımı otobüsün
siyah direksiyonunda
gözleri tıpkı miles davis.
bazen gri-gümüş bir yağmur damlasıdır
ve az sonra düşecektir,
beresinin boşluklarından salınmış
alev alev saçlarına
ve göğe bakmak isteyeceğin andır da o işte.
çoktan bırakıp gitmiştir seni kadın,
bir bira açıp oturmuşsundur mal gibi -kanepende
ve az önce oturduğu yere bakarsın
o, sıcak, ve hala tam olarak düzleşmemiş boşluğa
işte oradadır tanrı."
şenol erdoğan
* gk kendi fontuma geri dönemiyorum salak yemin ederim gerizekalı bu blogger.
* en azından bir tabancayla ateş etmeden ölmeyin. "bir erkeğin hayatında ilkel duygularla modern silahlara yöneldiği anlar vardır."
* kavga izlemek ne kadar zevkli bir şey arkadaş.
* kardeşim kendi isteğiyle güzel müzikler dinliyor. hiç karışmıyorum. odama gidip sevinç gözyaşları döküyorum. sırf alex yakışıklı diye arctic monkeys dinliyo mesela. olsun. mgmt favorisiymiş. razı. kids'in kooks coverını beğenmemiş mesela. twitter'ından okudum. ona da bi blog açıcam.
* timber timbre yeni takıntım. karanlık baya. sen sevmezsin.
* sosyolojik işler. beyoğlu'nda okakların ölümü başlıklı bir yazı. uzun biraz. resimlere bakıp geçebilirsin bence.
* böyle çevresindeki kelimelerden farklı renkte ve altı çizili kelimeler link oluyo. onların üstüne tıklayınca başka bir web sayfasına gidiyosun. giderken beni unutma ama daha bitirmedim.
* house md'de the kills çaldı. ne yapacağmı bilmedim. bostancı lunaparkına ikinci defa gidişim gibiydi. en zevkli atraksiyonlar hangisi biliyordum.
* orda radar diye bi olay vardı. olayı çalıştıran eleman bizim öndeki vagona binmişti. son anda atlayıp frene koşmuştu ama işe yaramamıştı. ölüme en çok yaklaştığım 4. andı.
* bi şeyi bir listede 4. olarak listelemem ilk üç şeyi bildiğim anlamına gelmez.
* ne oskar törenini ne all-star'ı izlediğim ilk sene oldu. amerikan popüler kültüründen çok geri kaldım. in my defense 11'de yattım amk pazar günü geberiyodum uykusuzluktan.
* her erkek biraz arabesk sever.
* türk kahvesi fena bir olay değilmiş de normalde böyle ne kadar şekerli içersin diye sorulmaz mı bunda? aydınlatın beni.
* facebook timeline'ın da cover picture kısmını sevdim. her gün değiştirmezsem şerefsizim, tam benlik olmuş.
* facebook timeline'ın da cover picture kısmını sevdim. her gün değiştirmezsem şerefsizim, tam benlik olmuş.
5 yorum:
Şiirde yazım yanlışları var. Senden daha dikkatli olmanı beklerdim.
uyarınız için teşekkür ederim. metnin esas hali o şekildeymiş. hemen düzelttim. özür dilerim.
şu sondan 8. paragrafı okurken çok güldüm
+
türk kahvesini yeni keşfetmiş olamazsın diye umuyorum
sade-orta-ortaşekerli(şekeri koyan kişinin anlık ruh hali değişkeninin eklendiği ve riski sevenlerin tercih ettiği durum)-şekerli
bir de evet paragrafları sondan saydım
sayman zaten iyi =) ben her şeyi şekersiz içerim karizmasındayım. kahve içerken sormadılar, üzüldüm. güzelmiş ama artık içiyorum.
Yorum Gönder