yorumlar

Bazı okuyucalarımız bloga yorum yazmakta güçlük çekiyorlarmış. Yorum yazabilmek için google hesabı sahibi olmanız gerekmemektedir. açılan pencerede sağ taraftan kendinize uygun kimliği seçip yorumunuzu bırakabilirsiniz.

PR Department

posted under | 0 Comments

dvd ödüllü yarışma

evet, komutans.blogspot.com müthiş yarışmalarıyla yayın hayatına devam ediyor. bu sefer ödül de büyük, 1 adet one flew over the cuckoo's nest dvd'si kazanacak yarışmanın galibi. aşağıdaki resimdeki figürlerin hepsini yorumlarda listeleyen ilk kişi dvd'nin sahibi olacak. haydı bol şans. amerikanlar, list all the things you see in the picture below, to the comment section and claim your price.





türkiye dışından katılan yarışmacılar ödülde hak ilan edemezler

posted under | 4 Comments

posted under | 0 Comments

WH



bak bundan da yarışma olur. resimdeki hatunun adını ilk yazan bi şey kazanır? kerem, kiğili heyzıldan başka hatun görmüş olur. şöyle olsun; şubat ayı boyunca en çok hatun ismi bilen kazansın. ödül de o hatunlarla bi gece olsun.

posted under | 2 Comments

posted under | 0 Comments

ayse tatile ciksin


gökhan emreciksin'in adını ilk boluspor'da oynarken duymuştum. ama ne yalan söyleyeyim ilk defa ankaragücündeki son bir kaç maçında izleyebildim. vasat takımın yıldızı olduğu her halinden belliydi ama istediği pasları ve koşuları alamıyordu arkadaşlarından. büyük takımda iş yapar gibi geldi ve nitekim bursa maçında oynadığı birkaç dakikada bunun sinyallerini verdi. alex, deivid, emre gibi iyi pas yapan oyuncular gökhan'ın performansını arttırır. ilk defa bi türk oyuncu orta açmadan önce kafasını kaldırıp içeri baktığını görüyorum. gökhan için küçük, türk futbolu için büyük bir adım. fenerbahçe formasıyla pek fırsat bulamasa da şutunun olduğunu da biliyoruz. sonuçta müthiş bir potansiyeli var umarım fenerbahçe'de kaybolmaz. soyadı da spikerlerin hoşuna gider cinsten. ukala kazım kazım'ın yerin milli takımın sağ kanadı şimdi olmasa bile gökhan'dır. sağ kanat sırf gökhan oldu ha bi de gökhan gönül ile. yaşadı spiker soyadını illa söyliycekler.

dublörün dilemması


öncelikle belirtmeliyim ki; bazı ukala okuyucularımız, gün içinde, çeşitli şekillerde bahsettiğim filmleri izlemeleri gerektikleri yanılgısına düşmüşler. böyle bir şey yok. netleştirelim - sadece blogda bahsettiğim eserlerden sorumlusunuz. blogdaki filmleri, kitapları, şarkıları beğenmezseniz tartışabiliriz ama gündelik hayatımda sizlere"bak şöyle de bi film var bu konu hakkında" dersem ya da bilgisayarınızın post-it bölümüne bi eser yazarsam, onu ne övüyorumdur ne tavsiye ediyorumdur. arkasında durmam gerekmez. dazed and confused ve field of dreams bu tür eserlere güzel örneklerdir. lakin, blogda bahsettiğim her şeyi izlemek ve beğenmek zorundasınız, evet. in bruges, slumdog millionaire ya da bu yazının konusu dublörün dilemması.

2 defa okuduğum bu kitap sapanca kaçamağımın doruk noktasıydı ama kitabı son okuyalı 2 ay olmuştu ve yanıma bile almamıştım. bunu nedeniyse rıza silahlıpoda. blogun genç okuyucu kitlesi şüphesiz ki rıza silahlıpoda'yı tanımakta güçlük çekecektir. bilgilendirelim; kendisi türk müziğinin önde gelen piyanist şantörlerindendir. gece ve müzik en bilinen parçasıdır. rıza abinin benim tatilimdeki rolü ise işin komik kısmı. finallerden önce dublörün dilemmasını 2. defa okumuştum ve kitaptaki kötü adamın adı da rıza silahlıpoda idi. şahsen ben de rıza abiyi tanımazdım kitabı okumadan önce. kitaptaki karakterler de kötü adamı piyanist şantör sanıyorlardı zaten. yazar murat menteş,bu şekilde okuyucunun kafasında oldukça garip bir rıza silahlıpoda imajı oluşturuyordu yani. nike amblemi şeklinde gülümseyen bir kötü adamdı benim için.

tatilin 2. günü yemekte babanenim "rıza silahlıpoda'yı tanır mısın?" sorusuyla kokteyl zeytin boğazıma kaçıyordu. ne alaka dedim, açıkladı; kardeşim rıza abinin torunuyla arkadaş olmuş ve yan komşumuzmuş ünlü piyanist. kalkarken onların masasına uğradık tabi ve babanemin silahlıpoda ailesiyle samimiyeti bayağı ilerlettiğini hazin bir şekilde fark ettim. koskoca rıza silahlıpoda'yı daha ilk defa görüyorum hayatımda ve bana "merhaba ali can" diyo.

sonraki günler koridorda havuzda görüyorum rıza abiyi eşiyle birlikte ve her defasında selam vermek zorunda kalıyorum. ama sevgili blog okuyucuları, bu durum hakkındaki hislerimi tamamen anlayabilmeniz için dublörün dilemmasını okumanız gerekiyor. gerçekten son dönem türk edebiyatının en sevdiğim romanı bu. eminim seveceksiniz. hatta size şöyle bi güzellik yapalım kitabın rıza silahlıpoda dışında bir karakterini yorumlara ilk yazan okuyucuma kitabı ödünç vereyim, hadi bakalım..

hırs yaptım yarın rıza abiye kitaptan bahsedeceğim.

posted under | 3 Comments

out of town

16 gün olmuş yazmayalı. yoğun şikayetleriniz üzere, kafamı toplamak ve enerji depolamak için sapanca'ya yerleştim. otel internetinden ulaştırıyorum güncel yazıları. çok dinç hissediyorum kendimi, spa var burda. buhar banyosu, masaj yapan havuz falan kendimi şımartıyorum. hepsi sizler için.

ve burdan dave'e sesleniyorum; "where are the focking pictures maan?". kendisini gören okuyucularım olursa iletsinler lütfen.

kalbim sami yen'dekilerle.

posted under | 1 Comments

barry obama


barry obama yeni john daniel's olabilir mi? sanmıyorum. ama fotoraf ilginç tabi. basketçi bi abimiz olması, şu an büyük ihtimalle ali sami yen sıralarındaki sawyer'ın beğenisini kazanmıştır. ben hala kesin bir karar vermedim obama hakkında. yaşasın bill clinton. boris yeltsin vardı bi de hatırlar mısınız? çok şirin adamdı, baksana tipe.

posted under | 0 Comments

in bruges


blog'da film gecesi oldu idare edin. colin farrell ödül aldı şu an in bruges'le. 2 kiralık katilin sürgündeki maceralarını anlatan müthiş bir film. bruges mü? belçika'da. indirin izleyin bunu da. bilgisayarınızdaki 700 megabyte'ı kesinlikle hak ediyor. hatun tatlı, colin ve brendan gleeson döktürmüş. ralph fiennes (liam neeson değil) başarılı, cüceler falan, süper ya izle işte.

altıdan küreler


e2'nin dizi reklamlarından kaçıp blog'a attım kendimi. tam da dave'in kuzeni ödül sunuyo şu an. slumdog millinaire'e en iyi senaryo verdi. gördüğünüz üzere bi bildiğimiz varmış ki aşağıda önermişiz filmi. gurur durdum. onun dışında benim için en önemlisi heath ledger'dı ve aldı en iyi yardımcı oyuncuyu. ödülü yönetmen christopher nolan aldı. herkes ayakta alkışladı, nolan'ın kendi orada olsun isterdik tabi ama yine de güzel dakikalardı. oscar'ın önü açıldı.

barney, ari ve hank moody'e dallarında ödülü koklatmayan holivud foreign press bizleri üzdü. neil patric harris ödülü alamayınca komik bi jest yapar gibiydi ama kameralar kaçırdı bu hareketi yazık oldu.

posted under | 0 Comments

Slumdog Millionaire

hindistan'ın arka mahallelerinde geçiyor danny boyle'un yeni filmi slumdog millionaire. danny boyle kim? trainspotting, the beach, 28 days later, sunshine. slumdog millionaire'deki kahramanımız hintlilerin kim 500 milyar ister'ine katılıyor. nasıl katılıyor, kaç para alıyor bunu anlatıyor film. arkadaşlık, aşk, para gibi klişe konular üzerine olmasına rağmen hintli gençlerin de sayesinde eğlenceli, hoş, keyifli bir film çıkıyor. 2008'in kesinlikle en iyilerinden. dvd olarak ülkemizde yok, indirin izleyin derim.

posted under | 0 Comments


şu aralar bütün yazı yeteneğimi okula harcadığımdan dolayı blog'da pek bi yenilik göremediniz. ama size yemin size söz salı, çarşamba müthiş değişikler olacak. bekleyin..

kırdık kilidi, altın küre saolsun.

posted under | 1 Comments
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

aycan iddiaları

1. 2010-2011 sezonunda bucaspor'da forma giyen torric jebrin bundan 5 sene içinde chelsea ayarında ( şampiyonlar ligi'ne ilk iki torbadan seçilen) bir takımında forma giyer. iddia el fakhir gold'una.

not: bulls şampiyon olamadı, stoch hala fenerde. bunları aycan kazandı.

2. kgbb: -5

3. mutuyla iddia: ales'den 40 veya üzeri matematik sorusu çözersem bıyık bırakacam. 40'ın altında kalırsam o bırakacak. sonunda kazanan bıyık olacak.

consumables

  • tim powers - the anubis gates

Recent Comments