maxence cyrin

bi alttaki postta geçiyor ismi. bu amcamız ayrı bir postu hak ediyor. pianoyla popüler parçaları yorumluyor. where is my mind link var alt postta. youtube'dan dinleyebildiğim no cars go, smells like teen spirit favorilerim. crazy in love, right here right now falan da ilginç baya. dinleyn elbet bi şarkısı ilginizi çeker.


olum adam neler yapmış lan mgmt - kids var. lithium var. harika.

posted under | 0 Comments

it's kins of a funny story

film var gençler. zach galifianakis'i görüp komedi sanmayın. güldürdüğü yerler oluyor tabi ama film daha drama yakın. intihar eğilimli genç kendi isteğiyle hastaneye yatıyo. modern zaman one flew over the cuckoo's nest'i tanımı cuk oturuyo. ama ailesinin beklentileriyle savaşan bi gencin bakış açısından anlatıldığı için farklı. o bakımdan one flew over the cuckoo's nest meets the breakfast club diyerek filmi özetliyorum.

konu olarak yeni bi şey yok, ama işleniş çok başarılı. oyunculuk üst seviyede, genç eleman biraz acemi kalmış gibi ama rolü gereği çok sırıtmıyo. en azından michael cera'ya gitmemiş rol. zach ciddi rolleri de kotarabildiğini gösterdi bi kez daha. bkz: due date'deki ağlama sahnesi. emma roberts şimdiye kadar gözümde yamuk suratlı bi kızken, bu filmde aşık etti kendisine. tebrik ediyorum.

filmin bir başka artısı da müzikleri. kocaman bir artı hatta. under pressure performansı tek başına glam rock'a bir saygı duruşuydu. beklenmedik bir anda bowie ve freddy çıktı. sonracığıma black sabbath vardı yamulmuyorsam. müzikten spoil olan okumasın buraları. radyo eksen jinglelarından the xx - intro var. ne zaman bi filmde kullanılacak diye beklediğim where is mind'ın piano yorumu var. başka cevherlerde de var.

sonuçta güzel film. ama daha da güzel olabilirmiş. eksikler var ama artılar kapatıyo. bağımsız hollywood filmi.

posted under | 0 Comments

i'm sorry but you're not on the list

posted under | 0 Comments

reis

posted under | 0 Comments

127 hours



uzun zamandır beklediğim bi filmdi ve tamamen beklediğimi buldum. senaryo gerçek hikayeden esinlendiği için az çok biliyordum. meğer her şeyi biliyormuşum. o açıdan pek tatmin edici olmadı film. burdan bütün senaryoyu çıktığı tonight show'da anlatan yazarı kutluyorum. o adamı oraya çıkaran pazarlama departmanını ayrıca kutluyorum. içine sıçtınız filmin. sonunu bilerek izledi benim gibi bir çok insan. iyi bok yediniz.

fiction değil olay anladık ama belgesel de çekmiyoruz burda. sonunu bilmeseydim filmin çok daha müthiş bir deneyim olurdu benim için. yazık oldu.

gerçek hikaye olduğu için danny boyle'un ve james franco'nun yaratıcılığına pek yer kalmamış. flaschback'ler falan tam yerinde ve oranındaydı bence. işleniş, kamera yerleşimi falan konuyla uyumlu. bi hollywood aleminden en beğendiğim bi kaç hatunu alıp minik roller vererek piçlik de yapmış kalleşler. bi melanie laurent eksikti. clemence poesy, kate mara, lizzy kaplan. hele lizzy fotoraf gibi gözüktü resmen. meme de yoktu. tam piçlik.


james franco beklediğim gibi döktürmüş. oscar alır mı? sanmam. altın küre belki. danny boyle slumdog olmasa alırdı belki.

sonuçta tam beklediğim gibi bi film çıktığı için biraz hayal kırıklığına uğradım, ama bu 127 hours'un senenin en güzel filmlerinden biri olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

not: sinemada izleyecekler yanlarına su alsın.

posted under | 0 Comments

buried


127 hours hakkında bi şeyler okurken rastladım bu filme. duymuştum önceden de kaliteli rip'i yoktu. neyse. güzel filmmiş bu da. bütün film bi tabutun içinde geçtiği için daha bi 24 vari olmuş. ryan reynolds tabutun içinde uyanıyo, biz de onu izliyoruz.

karşılaştırmak ne kadar doğru iki filmi?

buried daha bi aksiyonluydu, daha çabuk olup bitiyo çünkü her şey ve adam kendini 'kurtartrmak' zorunda. 127 hours ise öyle değil. 127 saat sürüyo hikaye ve adam kendi kurtulmak zorunda.

sonuçta ikisi de çok güzel filmlerdi bence. korkutmadan germeyi başardılar. 127 hours gerçek hikaye olduğu için bi puan fazla alıyor benden.

posted under | 0 Comments

black swan


mutu'nun tavsiye üzerine izledim. çok övdü filmi. pek seveceği türden bi film gibi gelmemişti bana. tempo ister, aksiyon ister, denzel ister. bu ögelerin hiç biri yoktu filmde. siyah beyaz atmosfere rağmen zenci bile yoktu.

peki mutu bu filmi niye sevdi?
gerilim vardı. psikolojik gerilim. gerilmiş mutu. tempo çok yavaş değildi aslında. karar veremedim ona. sıkıcı değil ama film, bale gibi sıkıcı bir konuya rağmen. oyunculuk çok iyiydi diyorlar, natalie'ye oscar istiyorlar ama bence çok istiyorlar. ortalama'nın üstünde ama filmi götüren natalie değil yani. öyle extra ordinaire bir performans değildi bence. oscar gidecekse dop'a gitsin, darren usta'ya gitsin.

127 hours'ı izliycem şimdi. daha izlemeden gönlüm james franco'dan yana. o kötüyse natalie alabilir ödülü. sanırım.

vincent casell piç'in önde gideni. bu kadar piç bi adam görmedim ben.

posted under | 1 Comments

posted under | 0 Comments

the messenger




izleyeli oldu baya, yazmayı unutmuşum. geçen sezonun en gözden kaçan filmi ilan ediyorum. 2 dalda oscar'a aday olmuş. az. hurt locker, avatar falan yalan. golden globes'da sırf woody harrelson'ı aday göstermiş.

neyse, film şehit ailelerine kötü haberi veren 2 askerin dramatik hikayesi. çok güzel özetledim tek cümlede. woody'ye ben foster eşlik ediyor, çok tutarım ben iyi oyuncudur. rolü kısa olan oyuncular bile muhteşem bir oyunculuk sergilemiş filmde. senaryo pek sıradışı değil ama sıkıcı da değil. filmde güzel bir hatunun eksikliği hissediliyor ama. o şişman anne yerine daha tatlı bi kız olsa golden globe'u alırdı bence.

chrome blooger'ı sevmiyor nedense, resimlerin büyüklüğünü ve yerini ayarlayamıyorum. nerde bu devlet.

eheh yanlış blog'a koydum.

posted under | 0 Comments
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

aycan iddiaları

1. 2010-2011 sezonunda bucaspor'da forma giyen torric jebrin bundan 5 sene içinde chelsea ayarında ( şampiyonlar ligi'ne ilk iki torbadan seçilen) bir takımında forma giyer. iddia el fakhir gold'una.

not: bulls şampiyon olamadı, stoch hala fenerde. bunları aycan kazandı.

2. kgbb: -5

3. mutuyla iddia: ales'den 40 veya üzeri matematik sorusu çözersem bıyık bırakacam. 40'ın altında kalırsam o bırakacak. sonunda kazanan bıyık olacak.

consumables

  • tim powers - the anubis gates

Recent Comments