madman: awakening

* eldiven takınca telefonumu kullanamıyorum. ekran anlamıyo elim olduğunu. eldiven takmayınca ellerim üşüyo. ellerim üşüyünce cebime sokup ısıtıyorum, öyle olunca da düşecekmişim geliyo. sakarlık var zaten üstümde, yerler de buz. bu yüzden kar yağarken dışardaysan telefonum yokmuş gibi davranıyorum.

* blog'un en hareketli ayı oldu. ağustos'a kadar bi daha zor görürsünüz. iyi bi tempo tutturdum gibi ama bakalım. hayat.

* marek sapara'nın soyadını tersten okuyunca arapas oluyo.

* şu sıralar vahim kelimesini canlandırmaya çalışıyorum. ağır, tehlikeli demek.

* vahim kelimesinin geldiği durum çok vahim.

* tuvalet kağıdı niye beyaz?

* bir taksi karda patinaj çektiğinde taksimetre normalden daha fazla mı atıyo?

* kazım'ı sevmem de necati nedir? zaytung haberi gibi.

* bi de evlenip durmayın.



posted under | 3 Comments

gay chicken



* cults iyi grup.

* miroslav stoch neler yapıyo beyler? tehlikenin farkında mısınız? sol ayağı yok diyenler oluyodu, komik oldu baya.

* insan aklı içkiliyken çok acayip. loser bir adamı konu alan bir karikatür dizisi hayal ettim, adamın adı kaybettin. o an komik gelmişti.


* yeni tanıştığın biri garip oturduğunu görüp "öyle rahat mısın?" dediğinde verilebilecek en kötü cevap " evet, en sevdiğim pozisyondur bu". bizzat test ettim.




* her insanın en az bir tane garip prensibi olmalı. benim çok var. mesela önünden geçtiğim bar nirvana çalıyosa, şartlar ne olursa olsun, girer bi içki içerim. orhan gencebay çalarken de taksiden inilmez. bunu bilmeyen çömez taksiciler oluyo bazen, çok şaşırıyorum.

* lala diye bir bar var bahsettim mi?  böyle has türkçe canlı müzik çalarken bi anda oasis falan giriyo. karaktersizliğini seviyorum. sürprizlerle dolu. şöyle de gereksiz bi tezat yakaladım. ard arda çaldı bunlar. 


"gecelere sor beni gün dediğin nerden bilir ki halimi"
"take me to the place where you go, where nobody knows if it's night or day"

* gay chicken iki erkeğin oynayabileceği en tehlikeli oyun. bi de fiziksel nedenlerden dolayı tahterevalli.






posted under | 0 Comments

yanımdaki kişi salak bi şey söyleyip beni rezil edince, ben.

posted under | 0 Comments

iki şarkı birden kuşağı

hepinizi düşündük gençler.



posted under | 3 Comments

excuses

posted under | 0 Comments

prestige





"Never show anyone. They’ll beg you and they’ll flatter you for the secret, but as soon as you give it up… you’ll be nothing to them. You understand? Nothing. The secret impresses no one. The trick you use it for is everything."

posted under | 5 Comments

madman vs madman

* bugün gözleri tam görmeyen bir adam, yanımdan geçen kulaklıklı abiye seslendi. adam abinin kulaklığını görmüyor, abi de adamı duymuyordu. bu sıradışı iletişim kopukluğuna izin veremezdim, "ben yardımcı olayım" amca dedim, "müzik dinliyo o duymuyo" dedim. büyük ihtimalle adres soracaktı ama o ana dek gözleri görmeyen birine nasıl adres tarif edilir diye hiç düşünmemiştim. neyse ki bostancı bu tarafta mı diye basit bir soru sordu, evet dedim ve yoluna devam etti. belki kör değildi de insanlarla konuşmak istiyordu, çünkü bi sonraki gördüğü kişiyle de bi şeyler konuştu. esrarengiz bir adamdı. vaktim olsa beraber yürümek isterdim.

* bugün ne kadar çok maç var. 7 saat aralıksız maç. uyuyorum ben genelde salonda maç izleyince. koltukta bi şey var. büyülü. en büyük zevkim fener maçlarında uyumak. stoch gol atıp uyandırıyo zaten bi süre sonra.

* kadıköy, uzun zaman gitmeyip özlemediğim tek mekan galiba. kadife sokağın yeri ayrı. kadıköy değil orası. onun dışında kadıköy'de tek bi güzel anım yok. moda'nın yeri de ayrı. boğanın merkezde yer aldığı 1 kilometrelik bi kötü anı çemberim var. dersane'de ordaydı tabi.

* tinker tailor soldier spy yeni uyku filmim. dizi gibi her gece 20 dakika izleyebiliyorum. istanbul'da geçen kısımlar güzelmiş diyolar. daha gelemedim.

* l.a. noire da oynadım bu hafta. çok güzel oyun olmuş ama bi süre sonra sıkılmak doğal. görevler ve oynanış çok mükerrer.

* mükerrer'i büyük ihtimal yanlış kullandım. olsun. önemli olan niyet.

* reno dolmuşlar çok fiyakalı.

* ingilizce sebze isimleri konusunda sıkıntım var. spinach, eggplant o kadar. kereviz, kabak, enginar falan sözlük gerektiriyor. gelişime açık olduğum bir konu. ilkokulda da ayların öğretildiği derste yoktum, uzun süre sıkıntı yaşadım, uzun süreli planlar yapamadım yabancılarla.

* müzik zevkim evrim geçirmekte. neyse ki komşu blog'un önerileri toparlıyo biraz.





posted under | 2 Comments

madman: the golden age

* blog altın çağını yaşıyor. post rekoru gelecek gibi gözüküyor. mart 2011 bunalımım 27, 2009 ağustos'u bodrum yalnızlığım 26 blog yazısıyla listenin en tepesinde yer almakta.

* adsız'a da teşekkür ederim. baya sıkı bir okuyucu.

 * bodrum demişken, geleneksel bodrum'u özledim temalı mesajımı da geçmiş oluyorum şu an.


* bu fotoğrafa da bayılıyorum. ben çektim ayıptır söylemesi. sabah 6-7 falan. kapanış omletini kaçırmışım elimde bu fotoğraf kaldı. "1992'den beri" biraz güzel müzik çalsa başka yere gitmem. yok lan körfezsiz olmaz. körfez'in müziğinin, kule'nin mekanında, beyoğlu'nun samimiyetiyle buluştuğunu düşünsenize! emekliliğimi bekleyin. 

* geçen kerem de bodrum'u özlemiş.

"Yillik rutin twitimin zamani gelmisti; Sarnic'i ve seftali frozen'i ozledim"

herkesin özlediği bodrum farklı tabi.

* kerem'den bomba tweetler başlıklı bi yazının da vakti de gelmiş bu arada.

"Sonunda THY seferlerine de internet geldi, en azindan ucak duserken dusuyoruz diye twit atabilicem"

çok da rezil etmek istemiyorum şimdi ama bula bula adam sandler'ı bulması da baya iyi. çok isteyen araştırsın.

* bi de böyle adsız yerine baş harf yazıp yorum yapanlar oluyo arada. en çok onlardan korkuyorum. 

* stoch chelsea'ye göz kırpıyo yavaştan.

* prensiplerim var. başucumda su olmadan uyumam. bi gün evde su bitmişti, uyumadım bakkal açılana kadar. sarıyer'i de özledim bu arada. gastrolog özcan usta falan. cüzdanımı anlayan 3 insandan biridir o köfteci abi. o hafta her gün orda yemiştim. aşağıdaki vidyoyu izlemek zorunda değilsiniz. bunu okula açsa tutar ha. okulda reklam yapsa da olur yani. 

Özcan Baba - Sarıyer from ilkinulas on Vimeo.


* ben mutfağa gidiyorum. beni bekleyin anacığım.

posted under | 2 Comments

finally moving

posted under | 3 Comments

at night




posted under | 0 Comments

madman'den aforizma denemeleri

* bazen, ilerleyebilmek için durmak ve yukarı çıkmak için aşağı inmek gerekiyor.

* vaatler vadelidir ama vaziyet vahimse vazgeçmek vaciptir.

* yeterince zaman geçince, yapmış olduğun her hataya gülebilirsin.

* kızını elin adamına takan adamdan hayır gelmez.

* işlemediğim suçun stresini sadece dostlarım için çekerim.

* ne kadar iyiysen o kadar üzersin.

* "mucizeler, ihtiyaçlarımızla nadiren örtüşür." murat menteş

* sevmediğin biri sana salak dediyse doğru yoldasın, gülümse ve devam et.

* "kendini kandırmayı başarmış birinin sözleri, seni de kandırabilir." murat menteş

* sadece elin kötüyse blöf yapabilirsin.

* sayfa bitmeden kitap kapanmaz.

* her şey yolundaysa, bir terslik vardır.

* hiç bir şey doğru değilse, yanlış yoldasın.

* düştüysen dinlen, bilmiyorsan dinle.

* ilkler tektir.

* bakabildiğin her şeyi görmen gerekmez.

* çektiği acıya gülen adamdan korkulur.

* bir erkeğin hayatında, çocuk sahibi olmadan baba olmak zorunda kaldığı anlar vardır.

* her aforizma ciddi yazılmamıştır.

* "tek olmaktan duyduğu gurur, insanı, kendi derdine aşık olmaya teşvik eder." e. m. cioran, adsız'a teşekkürlerle



posted under , , | 5 Comments

arctic hawley

posted under | 0 Comments

ciddi bebek

ciddi bebek fotolarını seviyorum.


posted under | 0 Comments

it's the muscles around your eyes.

posted under | 0 Comments

madman chronicles

* bi insan sırf dolmuşcu/taksici, ve sokaklarda gezen adamlarla konuşarak yazar olabilir. çok acayip hikayeleri var. alıp derlesen yok satar. bi sigaraya her şeyi anlatıyolar.

* bugün 3 metre de olsa dolmuş kullandım. hayatımın en zevkli 4 saniyesiydi. ücretini gönderemeyen var mı demem de yaptığım en iyi espri olabilir.

* bazı dolmuşlar o kadar eğlenceli oluyo ki evimde inesim gelmiyo. ama iniyorum. ev gibisi yok.

* hayalkırıklığı: dolmuşta uyuya kalıp bostancıda uyanmak.

* geçen seneki en büyük hatam miles kane konserine gitmemem. bi de gayet gidebilirdim yani, dışardaydım aynı saatlerde. sağlık olsun. bi daha gelsin piç, napalım.

* bir insanın potansiyelinin farkına varabilmesi baya önemli bi özellik.

* sevinç: dolmuşta evden bi önceki ışıkta uyanmak.

* böyle werchter'e gittim falan diye övünüyorum da, ingiltere'de,  reading'de falan konsere gitmeden ölmek istemem. meşale yakıyo olm adamlar. bi konserin yarısı izleyicisidir. ölü gibi izliyodu belçikalılar. pulp'ı canlı dinlemeden de ölmem.

* tam uyucam üst katte kavga çıktı. kadın bağırıp çağırıyo yalan söylüyosun diye erkeğin sesi gelmiyo. klasik. salona geçseniz de uyusam. yatak odanıza da geçebilirsiniz. kavga odası yapmışlar resmen.

posted under | 4 Comments

bora gencer

allısı morlusu kaça kilosu

posted under | 1 Comments

inanimate fucking object

prestige dedik de bunu unuttuk 21. yüzyıldan. bir video ile gönlünü alalım. bi tek bu embed oluyodu, ağır çekimi izlemesen de olur.



bu da embed olmuyo ama izle. harry potter konatasyonu da iyi baya. konatasyon.

http://www.youtube.com/watch?v=xB7BWvD5B5Y

posted under | 0 Comments

arctic

müzik ve yemek muhafazakar olduğum iki konudur. bu kadar dubstep bu bloga fazla, özümüze dönelim. whatever people say i am that's what i'm not da şarkıları olsun artwork olsun hayatımı en çok etkilemiş albüm olabilir. bi de the life pursuit vardı ama o şu an sıkıcı geliyo. zaman... iyi geceler. üç nokta kullandım az önce, özür dilerim.


posted under | 2 Comments

madman across the water

* geçen gün insanlar neden dubstep seviyo anladım. yine evde dinlemem ama artık dubstep dinleyen insanlarla da arkadaş olabilirim. dubstep sevip benden çekinenlerin dikkatine.

* prestige ne kadar güzel filmdir. en sevdiğim film olabilir. çok iyi film çünkü. david bowie bile var. senaryo, oyunculuk falan geçtim her diyalogda çıkarılacak bi ders var. toplum eleştirisinden, insan ilişkilerine kadar.
harika film."müzik yoktu" diye eleştirilebilir sadece. evet, 21. yüzyılda en sevdiğim film prestige.

* şafak kaç memo?

* aktur apart havuzu kingdom of heaven reenactment'ı.

* bazen en sevdiğim müzik grubunu soruyolar? sofistike gözükmek için düşünüyo gibi yapıyorum 4-5 saniye ama cevabım hazır. deseler ki bi harf seçip onunla başlayan müzik gruplarını dinleyebileceksin düşünmeden "p" derim. çok net diil mi? sizin harflerinizi merak ediyorum bak. çekinmeyin gruplarla beraber yazın, ben de yazarım. "r" de fena diil. "t"'yi seçip "the" cinliği yapmak yok. iğrenç herifler. avea hat sorduk, iki kişi "yok" diye cevap verdi. çok düşünceliler.

* ndjock iyi kaleci. ayağı kırılmış, yazık olmuş. geçmiş olsun. alba torrens'e de geçmiş olsun tabi. fena oldum izleyince. hep de uche geliyo aklıma böyle şeyler izleyince. geçelim.

* aşağıdaki şarkı normal müzik zevkimin dışındadır. okuyucu sayısını arttırmak için biraz popülist olmak lazım. bak tek paragraf futbol yazdım 5 erkek okur şimdi. 5 tane de dubstepçi desen 10 yapar.

* blog kaç senedir var lan? 2008'de başlamışım. az değil. sırf "don't you read my blog" demek içindi her şey.

* baya uzun zamandır bir barmenden john daniels istemedim. yapılacaklar listemde 1 numara şu an.

* bay tahmin kadar eğlenceli bir program izlemedim ben televizyonda. hangi kutup daha soğuktur diye tartışıyolardı.

* sene 2012 oldu hala pulp fiction izlememiş insanlar var.



posted under | 7 Comments

etta

dün hayatımda ilk defa bu kadını dinledim. bugün ölmüş. alex clare kavırını biliyodum bu şarkının. aslı nasılmış dedim, hayat işte.

posted under | 1 Comments

kıvırma sanatı

kıvırma, toparlama, çevirme saygı duyduğum bi sanat. hatasını ortaya çıkardığım insan iyi kıvırırsa, üstünde durmam, iyi kıvırdın aferin der geçerim. yalanla kıvırma arasında da ince bir çizgi var. üstünde çok düşünülürse, önceden planlanırsa adı yalan olur. dikkatli olmak lazım.

bu da başarısız bir örneği.




bi de avea hattı olup cat power konserine gitmeyecek okurum var mı? bi işe yarasın blog. biletler indirimli.

posted under | 2 Comments

müzik

* şöyle güzel bir oluşum var müziksizmekanlar.com diye. daha gelişmesi lazım ama fikir yerinde olmuş. müzik hayatımın büyük bi parçası olsa da, kafamı veya  karşımdakini dinlemek istediğim ya da serdar ortaç'ı sessizliğe tercih ettiğim anlar olabiliyor. bunu sağlayabilecek mekan sayısı sınırlı. anlatmış adamlar, gidin okuyun.

* taksim old city'nin altındaki bakkalı da tavsiye ederim. müşteri memnuniyeti üst düzeyde. istiklal'deki ilk tercihim.

* ben eskiden patlıcan sevmezdim. şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler hiç bir şey yapmam patlıcan yerim.

* bazı şeyleri ikinci defa yazıyormuşum gibi geliyor. semi-dejavu. ben koydum ismini.

* bi de yalancı uyku diye bi şey keşfettim. böyle uykun geldi sanıyorsun. film izlerken oluyo genelde. pijamanı giyip, ışıkları kapıyosun ama yarım saat bi şey oluyo ve sonra uyanıyosun.  uyanmamak için her şeyi yapıyorum ama nafile. yalancı uyku.

* taklitçi yengeç vardı bi de çılgın korsan jack adlı çizgi filmde. onu da severdim. eleştirel bir subtext'i vardı.

* müzik de istersiniz şimdi siz.




posted under , | 2 Comments

gila



sesi kalın değil mi biraz?

posted under , | 6 Comments

* kar yağıyor. 

* 50/50 fena film değildi. komedi ve dram arasında bir kararsızlık yaşıyo gibi olsa da beğendim ben. seth rogen'in arkadaşı kanser olduğunu öğreniyor falan filan. her filmde aynı rolde adam. joseph gordon levitt sempatik adam. 

* nette bi listede türkiye'yi seçerken, "t"'ye basıp aşağıya inmek yerine "u"'ya basıp yukarı çıkmak daha kolay.

* 12 yaşında bir kardeş sahibi olmanın en büyük getirisi, kar yağdığında çıkıp oynamak için geçerli bir bahanem olması. kendi gelip soruyo valla kardan adam yapalım mı diye. ben de ağırdan alıyorum, bakarız diyorum ama ondan daha çok istiyorum aslında. 

* altın küreler sıkıcıydı baya. uyuya kaldım. christopher plummer'a sevindim. ricky gervais pek güldürmedi. daha çok ricky, daha az ödül içeren bir format ilgiyi arttırabilir. a seperation'ı da izlenecekler listeme ekliyorum.

* insan, arada aklına da diyet yapmalı.

posted under | 0 Comments

fall of the madman

* insanoğlu, kim ne derse desin, hala içgüdüsel hareket ediyor. tabii ki bir hayvan kadar değil ama bana göre çoğu davranışımız içgüdülerimize bağımlı. evet şehirler kurduk, medeniyetler geliştirdik ama iş en temel konulara geldiğinde diğer hayvanlardan farkımız yok. erkeklerin ince belli, geniş kalçalı kızlara ilgi duymasından bahsetmiyorum şu an. o ayrı konu. bazen bir "insan" gibi düşünemiyoruz diyorum. psikoloji okumadım, bu kadarıyla idare edeceksiniz.


* artık youtube'dan müzik dinliyoruz falan tamam da, severek dinlediğin grubun vokalinin cinsiyetini yanlış biliyor olmak diye bir şey var hala. çok şaşırdım.

* madman başlıkları konusunda çok yaratıcıyım. tamam filmlerden, oyunlardan esinleniyorum ama her defasında aklıma geliyor bi şey. çok memnunum bu konuda.

* "meşgulsn sanırm bn yatıorum ii eglencelr sana"

posted under | 5 Comments

Wild Beasts - Bed of Nails / "Long Way from Home" Istanbul Acoustic Sessions from Long Way From Home on Vimeo.

posted under | 3 Comments

* insan aklının vücut üstündeki etkisi beni şaşırtmaya devam ediyor. sanıyorum ki hasta olunca hasta olmayı bırakıp muhteşem olmak gerçekten mümkün. çok ilginç. moralim bozuksa vücudum ayak uyduruyo. ama çıkıp koşsam şimdi, endorfin falan keyfim yerine gelir.


* koşmaya gereken ilgiyi göstermiyorum. halbuki kendi adıma yapabildiğim en faydalı iş. natural high. alkol falan yalan. yarın başlamaya niyetliyim, bilginize. fenerbahçe-caddebostan git gel.
* black keys ne güzel gruptur.

* kardeşim çok tembel. dönem ödevini 1 hafta geç veriyo hem de bana yaptırmaya kalkıyo. çok sinsi bi de. önce kontrol et, sonra yardım et, sonra sen devam et diyo. bir canavar yaratmışız.

* bu kadar.


posted under | 0 Comments


"müzik değişince dans da değişir"

posted under | 0 Comments

perfect sense

romantik post-apokaliptik bir film. ben tuttum. duyuların sırayla kaybolma fikri falan başarılı baya. senaryoda saçma anlamsızlıklar var tabi. mesela cep telefonlarının mesaj atabilme özelliği filmde es geçilmiş. bir de karakterlere ısınamadım pek ama onun dışında harika film.

konusunu anlamadın mı hal?. bir şef var, bir de kariyer kadını, sonra bi hastalık çıkıyo, insanlar duyularını kaybetmeye başlıyorlar. çiftimizin yeni başlayan ilişkileri enteresan bir viraja giriyor böylece.

öyle saf epidemi filmi değil, daha psikolojik. hangi duyumuz daha değerli falan diye düşündürüyor yahu film! ne sandın! eva green var bi de. kızlara da ewan mcgregor. pipisi bile gözüküyo kenardan.


posted under | 4 Comments

posted under | 0 Comments

beginners

güzel, sade, içten, durağan bi film.

posted under | 0 Comments

2011

hiç bi seneyi beğenmiyoruz. her yılbaşı bu sene daha güzel olacak umuduna bağlanıyoruz. yazık. 2011'i sevdim ben. tek sayı falan ama sevdim. biraz saygı duyun geride bıraktığınız seneye. hemen 2012'nin kollarına atmayın kendinizi. senenin en iyi şarkıları diye bi şey yapmak istiyorum da, bu sene dinlediğim her şarkıyı da hatırlamıyorum tabi. başlıyorum. her sanatçıdan tek şarkı.


alex turner - piledriver waltz
arctic monkeys - suck it and see
metronomy - the bay
m83 - midnight city
strokes - undercover of darkness
foster the people - pumped up the kicks
the drums - money
kasabian - days are forgotten
the decemberists - down by the water
cults - go outside
my morning jacket - curcuital
fleet foxes - helplessness blues
florence and the machine - spectrum
tv on the radio - will do
manchester orchestra - virgin
black keys - seçemedim şarkı
radiohead - lotus flower
beady eye - roller
wild beasts - thankless thin
pj harvey - this is love
charlotte gainsbourg - out of touch
the kills - future starts slow?
mark aubert - easy on yourself
miles kane - come closer
alex clare - damn your eyes
girls - vomit
smith westerns - weekend
childish gambino - l.e.s
danger mouse, danielle luppi, jack white - two againsts one
vaccines - a lack of understanding
bell beat - labrador
mazzy star - lay myself down
dum dum girls - coming down
belle and sebastian - i want the world to stop
jack white - love is blindness
feist - how come you never go there
atlas sound - mona lisa
black lips - modern art
charles bradley - heartaches and pain
wilco - art of almost

dergiler için bu listeleri hazırlayan adamlara mutluluk dolu bi yeni yıl diliyorum. neler unutmuşumdur kim bilir?

bu da alakasız. coldplay çok iyi grup baba. o diil de istemeden tam 40 şarkı olmuş lan.


posted under | 0 Comments
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

aycan iddiaları

1. 2010-2011 sezonunda bucaspor'da forma giyen torric jebrin bundan 5 sene içinde chelsea ayarında ( şampiyonlar ligi'ne ilk iki torbadan seçilen) bir takımında forma giyer. iddia el fakhir gold'una.

not: bulls şampiyon olamadı, stoch hala fenerde. bunları aycan kazandı.

2. kgbb: -5

3. mutuyla iddia: ales'den 40 veya üzeri matematik sorusu çözersem bıyık bırakacam. 40'ın altında kalırsam o bırakacak. sonunda kazanan bıyık olacak.

consumables

  • tim powers - the anubis gates

Blog Arşivi


Recent Comments