as promised

* benim grup blonds güzel işler yapıyor. çok indie o yeah.



* bir erkeğin hayatında, durmasını işaret ettiği taksinin boş olması için en büyük dualarını ettiği anlar vardır.

* dünyadaki bütün kadınlar elli yaşının üstünde olsa tam bir playboy olurdum. esprilerimle kırıp geçirdim yine geçen dolmuşta. gece 3'de napıyolarsa. acayip bodrum kafaları. bende de mıknatıs var galiba.

* bazı bebekler var, cinsiyetleri anlaşılmıyo arkadaş. saçı kıvırcık böyle, bebek suratlı. annesine sormak da hakaret gibi geliyo. benim çocuğum erkekse, kız mı diyeni döverim lan. kız olursa da aynı, çirkin diyo gibi oluyo yine döverim.



* saç değiştiren kızlar da çok acayip. bir anda başka biri olabiliyolar. renk falan zaten tamamen bukalemun gibi ama böyle toplayınca bile çok fark ediyo bazıları. haksız mıyım haşmet?

* arabada uyumak hem rahatsız hem zevkli. lakin bir dışarda uyumak değil. afedersin terasta bi uyumuşum bugün. iftarda top attılar öyle uyandım. top atılırsa uyanıyorum, deyim geçerli değilmiş bende.

* bu sinkov falan kesin zararlı bi şey bak diyorum.

* tek elle yumurta kırma yeteneğimi geri kazandım.

* lira, mı dakika mı her neyse ona kontür dediğimiz için yaşlı sayılcaz bir gün. ben hala milyon da diyorum. çok başarılı bir dede olacağım. şimdi gidip atasözü çalışacağım.

posted under | 2 Comments

reciprocate


* bu shazam çok ilginç şey. sarhoşken yaptıklarını şak çıkarıyo önüne. bir gece takside zeki müren'e bayılmışsın, ertesi gün bronski new order dinlemişsin körfezde, sonra hakan taşıyan doktor'la kapamışsın. arada eksen cevherleri var. hepsini 2 ay sonra farkediyorsun.

* herkes kendi hatasını yapmalı gençler.

* adsız artık hiç yorum yapmıyo? nerelerdesin adsız?

* ben artık yavaş yavaş bodrum yalnızlığı günlerime hazırlanıyorum. hadi yine iyisin okuyucu.



* her tatil beldesinde bir tavşan adası vardır.

* gölge güzel şey.

* her insanın müzik zevki joy division'a doğru gidiyor olabilir mi? sonunda hepimiz 50 yaşında çocuklarımıza joy division dinletir miyiz? olmadı new order. olmaz. "bak yavrum bunun adı bluegrass, country değil hayır!"

* bir yazıda da laf atmasam olmaz ki canıma.

* nolita orhan, hastayım sana. kafası karışık kontrtenor da baya iyi. çok eğlendiriyor şekerim.

* eğer böyle karşı cinsle aranızdaki şeyin ilişki olup olmadığın emin değilseniz, ilişki problemleri konuşun bir ilişkiniz var gibi. stratejik planlama ftw.

* bu da baya boktan bi yazı oldu. çünkü aklıma gelen şeyleri not almayı bıraktım ben. ama şimdi başlıyorum yine. müsterih olun.

posted under | 3 Comments

victory has defeated you

* dark knight rises supoylır.

dark knight rises'ı beğenmedim. beklentilerim yüksekti, karşılayamadı. ilk iki filme olan hislerim aşka yakınken, üçüncüyü izlerken aklım hep onlardaydı. kesinlikle kötü bir film değil. kendimden geçtiğim, tüylerimin diken diken olduğu, ağlamaya yaklaştığım sahneler oldu. filmin ilk yarısı gayet iyiydi ama sonda fena sıçtı. klişeler, klişeler, klişeler. nükleer bombayı şehirden uzaklaştırıp patlatmak nedir lan şaka mısınız?  aynı bokun az farklısını avengers yapmışken ve de. bokum gibi.

sonra miranda'nın raazalgul'un kızı çıkması boku. bunu biliyodu zaten benim gibi yarı geekler. o ayrı konu. bu karakterin nerden geldiği belli değil, geliyo bruce'la sevişiyo, sırtında yara izi çıkıyo, bruce buna güveniyo ve bıçağı yiyo. bari biraz tanısaydık kadını hainlik yapıcaksa. bir şamalayan adeta. nerde prestige twistleri.

sonra bane. ağzındaki boru kopana kadar muazzamdı. tom hardy klas adam. kaslı falan diye aşığım derken rahat hissetmiyorum ama öyle. ağzı gözükmeyen bi karakteri harika oynamış. sonra noluyo ağzındaki boru çıkıyo diye sıçıyo. bane lan bu. filmi gerçekçi yapıcam diye boruların içini niye değiştirirsin arkadaş. yarattığın dünyada gayet mümkün kaslandırıcı sıvı falan. bi anda yere yattı, yavru köpeğe döndü herif. ayıp.

sonra bi kaç mantık hatası daha var. olur o sorun diil. ama böyle bazı diyaloglar var, sırf izleyici burda mantık hatası var lan demesin diye eklenmiş. gerek yok. akıllı adamlarız biz.

aylarca yer altında kalıp, tam takım savaşa giden polisler. ulan ilk filmde bütün polisleriniz korkutan gaza maruz kalmadı mı narrows'da? hatalarından ders çıkar gotham polisi!

yine de kötü film diil bak. önceki iki filmin de getirdiği potansiyeli kullanamamış. yazık olmuş. yersiz robin şeysi, predictable espriler falan. ıyyh!

ha bak bi de millet batman'in bomba patlıycekken kızı öpmesine laf ediyo. olur o. adam planlamış kafasında otopilotu açarım, atlarım kurtulurum diye. olaylardan sonraki aşk hayatını düşünüyo. batman olm bu, neyin kafasındasın nolan. dark knight rises, nolan falls.

ama muazzam yerler de vardı. beğenmediğim kısımları stüdyoya beğendiklerimi nolan'a isnat ediyorum.

uçak kaçırmaca, bel kırılması dövüşü (müzik yoktu olm), hapisanede ipsiz tırmanma şeysi (hapisane lazarus pit miydi geek kardeşler?), bütün imax experience, kedikadına kimsenin kedikadın dememesi, liam reyiz

michael cane ağlatıyodun amk.

neyse çok kızdım ben. neden düştün nolan? diyerek noktalıyorum.

posted under | 2 Comments

life

* hayat garip.

* hayatında kokoreç, tantuni, midye dolma yememiş insan var.

* bir erkeğin hayatında sorunlarını hiç tanımadığı birine anlatıp çözüm beklediği anlar vardır.

* robert diye bir dilenci var istiklal'de. adı muhtemelen robert değil tabi. ama gayet iyi bi ingilizcesi var. bi gün geldi bira alcam paran var mı dedi. verdim. "beni sevmiyolar burda, hayat çok zor." dedi ve sarıldı bana. kim bilir neler yaşadı?

* donnie darko'daki örtmen hayatı tek boyutta, love ve fear diye ayırmıştı hatırlarsanız. donnie çok kızmıştı ama bi dinle doni, belki haklıydı kadın. en uçtaki duygular bunlardı örtmenine göre. senin kızdığın nokta hislerini bu ikisi arasında bir yere yerleştirmekti. bazen korktuğunla sevdiğin aynıydı. sonra korkmayı sevdiğin de olmuştu, sevmekten korktuğun da. neyse bu cümleden sonra devam etmeyi gerekli görmüyorum, edebi zirvemi yaptım.

* türkçe'nin bir güzelliği daha. amerikan'ın love dediği şeye bizim iki kelimemiz var aşk ve sevgi diye. lakin kültürleriyle o kadar etkilemişler ki bizi, yeterince iyi ayrıştıramamışız ikisini. life diyor amerikan, biz diyoruz hayat, yaşam. yine aynı şey olmuş ikisi.

* hazır hayattaki yanlış ayrımlardan bahsediyoruz, güven ve kıskançlığında da aynı sepete konulmaması gereken iki yumurta olduğunu söyleyelim. güvendiğimiz için kıskanç olmadığımızı düşünmeyin, kıskandığımız için   güvenmediğimizi düşündüğünüz gibi kızlar. yumurta sepeti benzetmesi doğru diil orda, içimden geldi yaptım.

* temmuz'da yıllık iznimi kullanan köşe yazarı gibi eski yazılardan koycaktım. üşendim işte hayatım.

posted under | 0 Comments

unique

½ bazen 9gag'in vote sayfasında geçirdiğim günler geliyor aklıma, yanağımdan bir damla yaş süzülüyor. bir sincap sinsiliğinde dokunuyor kalbime ve gidiyor ardına bakmadan. elleri portakal kabuğu rendeli, küpeleri burgu makarna. karnıma elektrik süpürgesi yapıştırıyor temizlikçiler, paralarım yaşama şevkimle birlikte içine kaçıyor. kaçmaya çalışıyorum ama bastığım kumlar sıcak ve bütün kelebekler ölmüş. ½

* bunun adı faux edebiyat. ben buldum. progresif ve post modern öğeler barındırırken aynı zamanda freud'a da selam çakıyorum.

* interstate 60. seneler önce digitürk'te rastladığım bir filmdi. bi halt anlamamışım o zamanlar. çok iyi film. hollywood'dan çıkmış en bağımsız film. gary oldman, chris cooper falan var. yol filmi, kader falan hakkında fantastik denebilcek şeyler var. distopyalar ve mesaj kaygısı da var bir okul filmi gibi. normalde sevmem ama bayıldım buna. bak mesela sigara aslında en dürüst şey değil mi etrafımızda? üstünde öldürür yazıyor ve öldürüyor. bu kadar net ne var. herkese göre değil ama benim ilk 14 filmimden biri oldu. gary oldman lan bi de.




* blonds benim grubum. facebook'tan türkçe şeyler yazıyorum sayfalarına, seviyolar. bi gün istanbul'a gelicekler ve fotoğraf çektiricez. onlara bedavayken ben onlara içki ısmarlıycam.

* ½ mono'da yerde bir metre buldum. ½ her şeyi ölçtüm onunla, ama duygularımı ölçemedim. ½ minibüsteki arkadaşlar da buraya gelicek kadar istiyolarsa fotoğraflarını bi yorum yapsınlar.


* o zaman en hipster haliyle bi festival değerlendirmesi de gelsin. mono harikaydı bence. yemek ve içki sırasından şikayet edenler olmuş. bunlar tecrübesiz festival izleyici, aldanmayın onlara. biz de gittik bulduk boş bira satan yer. fişimizi baştan aldık 10 tane. halfpipe'ı kaydırak yaptık oynadık falan filan güzeldi baya. gogol bordello dünyanın en eğlenceli grubu, bir birayla sarhoş ettiler amk pogo yaptık ergen gibi.

* acelesi olan insanlar daha mı seksi?

#erkeklerdesütyentaksın

posted under | 4 Comments

konuşan bardak



ulan her şeyi geçtim, insan telefon numarasını ekrana yazar bi lan.

posted under | 2 Comments
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

aycan iddiaları

1. 2010-2011 sezonunda bucaspor'da forma giyen torric jebrin bundan 5 sene içinde chelsea ayarında ( şampiyonlar ligi'ne ilk iki torbadan seçilen) bir takımında forma giyer. iddia el fakhir gold'una.

not: bulls şampiyon olamadı, stoch hala fenerde. bunları aycan kazandı.

2. kgbb: -5

3. mutuyla iddia: ales'den 40 veya üzeri matematik sorusu çözersem bıyık bırakacam. 40'ın altında kalırsam o bırakacak. sonunda kazanan bıyık olacak.

consumables

  • tim powers - the anubis gates

Recent Comments