20

* beni benden alırsan, seni sana bırakmam.

* cam açık oturmaya başladım ben. aycan'ın da şortla dışarı çıkmış olması gerek şu aralar. yaz geldi.

* telefonu hala tamir ettirmedim. utanç duygumu kaybettim her yerde hoparlörden konuşarak.

* dolmuşçularla telepatik ilişki kurabiliyorum artık. geçen gün sırf bakışarak "abi sağ şerit tıkalı ben orta şeride geliyim uygunsa" dedim. göz kırparak onayladı abi.


* bağımlıların rationalizationları çok acayip. çok yaratıcı şeyler buluyolar. örnek vermiyorum. bu arada karar verdim hepimiz internet bağımlısıyız.

* sanırım hiç bir kız saçından memnun değil. benimki çok düz, benimki çok kıvırçık, çok küt. bir kıskançlık var devamlı. bizde öyle değil, kötüyse kötü güzelse güzel diyoruz. genelde. sarhoşken her şey güzel.

* dün akşam çılgınlık ayarlama konusunda zirve yaptım. elimde arkadaş grubumuzun en bomba videolarından biri var. buraya koyamıyorum, istek üzerine izletirim. ölmüşüm gülmekten. sonlara doğru acayip bir durum var yalnız, tecavüze teğet geçmişiz sanki. işte tam orda çılgınlığı ayarladım ve ortamdan uzaklaştım.

* sesim ne kadar garip lan benim.



* ölümüm mutu'yla girdiğim bi iddiadan olacak.

* open marriage üzerinde ciddi düşünülmesi gerek bir konu. daha yaygın olsa, dünya çok daha huzurlu bir yer olurdu gibi.

* trafikte çok acayip bir şey var çoğumuzun yaptığı. hatalı bir şey yapan sürücülere 'bakarak' tepki veriyoruz. çok acayip. ben bi aralar başparmağımı aşağa tutuyodum, zevkliydi yeniden başladım.

* bir değil iki değil, çok iğrenç erkek hareketleri duyuyorum. üzmeyin olm kızları. alırım hepinizi.



* bir yandan da iyi yapıyorsunuz aslında, melek gibi gözüküyor benim gibiler. bilemedim.

* fact: ortalama olarak erkekler kızlardan daha düşüncesiz. lakin uç örneklerde kızlar var. istatistik dersinden hatırladığım kadarıyla kızların median'ı daha yukarda yani.

* içince bloga yazmak için çok derin, anlamlı, romantik, radikal, sıradışı şeyler not alıyorum ama ayık kafayla kendime yakıştıramıyorum. toplumun erkeğe yüklediği gurur engelliyor beni genelde. böyle şeyler için ayrı bir blog açabilirim. kapalı grup. bakalım.

* pulp ve kills'i canlı izlemek istiyorum. ve de istanbul'da olsun istiyorum. one love'a gelsinler istiyorum. parkorman da olur. çimen olcak yani.



* alison'un aslında o kadar güzel olmadığına karar verdim ve bu onu sadece daha çekici yapıyor.

* bir şeyin, onu istemeyi bırakınca gerçekleşmesi kuralı, erkeklerin de duyguları olduğunu hiçe sayarak, işlemeye devam ediyor.

* kitap önerilerinize açığım dedim mi değerli entel okuyucularım?

* yeşil erik çıktı ama daha tam olmamış. patience my dear watson.



futbol

* ne acayip bi maç oldu lan. 1-1'ken saldırmaya devam eden fatih terim'i saatlerce tartışmak istiyorum. konu hakkında aycan ne düşünüyorsa tam tersini düşüncem.

* nası koydu stoch? yazık ediyosun aykut şu adama.

* arda'yı da gülerken görünce mutlu oldum.

posted under |

14 yorum:

Adsız dedi ki...

Çok gerildim şu maç yüzünden. Garip böyle olmazdı bana uzun zamandır. Hatta hep birlikte o kadar gerildik ki atlatmak için 2 kahve üstüne de bira içtik. Bir de o Amsterdam'sa (veya bana bilinçaltım oyunlar oynuyor), herneyse vazgeçtim.

Genellemek istemem ama erkeklerin çoğu işlerine gelmiyorsa inanılmaz düşüncesizler. Ama cinsiyet fark etmez, en çok kaybedecek hiçbir şeyi olmayanlardan korkmalısın çünkü en çok onlar kırar. Genelledim mi yoksa. Ama geri döner böyle şeyler bilirsin. Ya da dönmeyedebilir.

Kitap önerisi istedin de ne söylesek beğenmicek gibi de bir havan var sanki. Hiç ipucu yok.

İçkiliyken alınan notlarla benim toplumun duygusal olmaya zorladığı bölümünden olarak başım çok daha büyük bir dertte. Silemiyorum da. Bir de daha bir hızlı yazıyorum onları not alırken.

Öyle işte.

Şu şarkı da çok güzel. Bir hafta boyunca sürekli dinledim sonra oturduğum bir yerde çalmaya başladı. İçerken dinlemek daha da güzelmiş. Bitmesin istersin ya şarkı.

Doves-Kingdom of rust

Adam gözleriyle anlatmış.

komutan dedi ki...

1. adsız da mı bir sarcasm ustası yoksa.

2. o amsterdam?

2. kingdom of rust'ı keşfettiğim sırada almıştım yeni hoparlörlerimi. günde 100 defa dinliyodum. sonra the man who told everything'e geçtim.

yorumun için teşkürderm.

Adsız dedi ki...

Orda çok kısa kaldım diye hep bir gidesim vardı bu aralar. Sonra bir olay anlatıp ''geçen Amsterdam'daydım işte'' havası vermek istemedim. Yani bir soru işaretine hemen açıklicaksam niye bu kadar esrar yarattım onu da bilmiyorum. Çok eşsiz bir yer değil mi?

Bazen böyle arkadaş grubunda bişey anlatmak istersin sonra başka bir ülkede geçiyosa bir duraksarsın ya, o çizgiyi iyi bilmen lazım. Çünkü bir ülkeden diğerine atlamak çok kolay sonra komplikasyon olabiliyor.

Son olarak o diğer şarkıyı da beğendim. Dustbowl dance'i bilir misin? Şarkının sonlarına doğru masanın üstündekileri aşağıya atmak istiyosun. Dene. Adamın biri altında felsefe yapmış.

Bu çok uzun oldu yine bana neler oluyor.

*not

1 tweet'imi sallamaman gözümden kaçmadı.

2 kitap Alessandro Baricco-City

Adsız dedi ki...

The Catcher in the Rye var bi de biraz daha klasik ama. Türkçesi Çavdar Tarlasında Çocuklar. J.D Salinger

Mutu dedi ki...

catcher in the rye'ı okumuştur o okulda, eğer okuduysa.

bir de adsız'a bir sorum olacak: "Yani bir soru işaretine hemen açıklicaksam niye bu kadar esrar yarattım onu da bilmiyorum. Çok eşsiz bir yer değil mi?"
burayı bilinçli mi yazdın, if yes, şapkamı çıkartıyorum sana

komutan dedi ki...

1. catcher in rye'ı bi daha okumaya kalktım bu yaz. sinir oldum velete bıraktım. ama okulda çok sevmiştim. şimdi kitabın kendisi phony geldi.

ve de adsız'la aynı okuldan değilmişiz onu öğrenmiş olduk. ya da öyle bilmemizi istedi... dahice.

2. 'geçen amsterdam'daydım işte'' havası vermek istemedim olayı yok bende. gezdim baya. amsterdam'a da 3 defa gittim. mütevazi olmadığım bir konu. paris'i de iyi bilirim ;)

3. ne tweet'i? nerde? görmedim.

4. mumford iyi eleman. bi tek ard arda dinlenmiyo pek. ama güzel.

5. uzun yazı yazanların, yazmayanlara göre psikolojik olarak daha sağlıklı olduğunu biliyor muydunuz

6. baricco - city ok, saol.

Adsız dedi ki...

1. eeevet geriye basit bir hesapla 35723905723-1 tane okul kalıyor. hadi bakalım. ama ''but you won't find it, because of course you're not really looking'' olayı var. ben de bunu bildiğimden ona göre davranıyorum çok dikkatli değilim.

2. göz kırpışları severim anlamlı olurlar, ben de bilirim Paris'i, hatta severdim bile eskiden ama en son hiç hoşuma gitmedi yani gece şarap içip merkezde gezinirsen güzel. bir de sokak konserlerine denk gelirsen. Mesela italyan bir adam vardı gitar çalıp şarkı söyleyen ve ünlüymüş baya, bir türlü adını hatırlayamadım sinirlerim bozuldu saçma sapan notlar alıyorum bunu yazmamışım. Hatırlayan olursa bana dönsün. Videosu var telefonumda 'with or without you' söylerken.

Neyse showcase'i de bilirsin o zaman.

3. tweet: @komutan şimdi arka arkaya bir sürü tumblr tweet'i atsam takdir görücek miyim dersin?

4. hypem'de müziği kaç defa dinlediğini gösteren özellikten korktuğum anlar oluyor. Tek arkadaşım.

5. Şu durumda bu değerlendirme beni çok gururlandırdı. Ama hala aynı fikirde misin?

Son olarak Mutu, biraz konuşma dili oldu ama. Yorumun için teşekkür ederim. Çok esrarengiz yer şu Amsterdam.

komutan dedi ki...

şimdi bi dakika...

sırayla gidelim.

düşmanının zekasını takdir eden sherlock holmes gibiyim öncelikle.

1. yeterince ipucu vermiyordun şu ana kadar. şimdi oldu. let the games begin.

2. showcase falan bana göre değil. ben o bi köprü var nehrin üstünde onda şarap içerim. bi de robert ve louise.

3. bana öyle bir tweet gelmedi ama?

4. hypem demek... hadi bakalım.

5. evet fikirlerimi değiştirmemi sağlamaya yeterli bir kanıt ya da güzel kız yok ortada. bir sonraki yazımda değineceğim bu konuya hatırlarsam. güzel konu.

6. amsterdam'da esrar satılıyo her yerde.

komutan dedi ki...

whistle for the choir hayatımda en çok aradığım 4. şarkıdır.

Adsız dedi ki...

sherlock holmes demişken o son sahne çok iyiydi.

Benim de 5. ve 1. maddeleri karıştırarak söylemek istediğim şeyler var ama burada formata uymadığından söylemek istemiyorum.

o yüzden onayını beklemem gerekiyormuş twitter'da, teşekkürler. sanki o çok uygun diyebilirsin ama deme çünkü cevap veremem.

o şarkı güzel. hypem bana konserleri de gösteriyor mutlu ediyor beni.

komutan dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
komutan dedi ki...

sen de bana izin vercen. her şey karşılıklı.

komutan dedi ki...

nyse sn mşglsn galiba ben yatyrm ii gceler..

Adsız dedi ki...

haha uyumşm ya ksra bkma şmdi tmm. yine yormu silmşn. kesin twittermn eziklğydi konu.

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa

aycan iddiaları

1. 2010-2011 sezonunda bucaspor'da forma giyen torric jebrin bundan 5 sene içinde chelsea ayarında ( şampiyonlar ligi'ne ilk iki torbadan seçilen) bir takımında forma giyer. iddia el fakhir gold'una.

not: bulls şampiyon olamadı, stoch hala fenerde. bunları aycan kazandı.

2. kgbb: -5

3. mutuyla iddia: ales'den 40 veya üzeri matematik sorusu çözersem bıyık bırakacam. 40'ın altında kalırsam o bırakacak. sonunda kazanan bıyık olacak.

consumables

  • tim powers - the anubis gates

Recent Comments